Dirsek Ağrısı
Dirsek eklemi aslında elimizin kontrol merkezi; el nereye uzanmak isterse oraya ulaştırıyor. Dirsek ağrısı basit gibi görülse de yaşam kalitesini düşüren tatsız bir durum. Spor bir yana, yemek yemek, araba kullanmak, bir şeyi yerinden kaldırmak gibi basit hareketler bile süreç içerisinde sıkıntı yaratabiliyor.
Uzun süren ve tedavi uygulanmayan ağrılı dirsekte bir süre sonra hareket kısıtlılığı ortaya çıkıyor. Bu durum vücudun ağrıyı azaltmak için göstermek bir tür savunma mekanizması. Kötü olansa hareketleri kısıtlı bir dirsek eklemi ile elin de işlevsiz hale gelmesi. Bir aşamadan sonra bazı kişilerde kısıtlılık kalıcı hale gelebiliyor ve tedavi süreci zorlaşıyor.
Dirsek ağrısı, genellikle basit düşme çarpma gibi travmalar sonrası gözlenmekte. Bunun dışında dirsek ağrısının en sık gözlenen nedeni ise basit zorlanma. Eğer dirsek ekleminiz ağrıyor ve sebebini hatırlayamıyorsanız eklemi çevreleyen bağ ve kapsül benzeri dokuları farkında olmadan zorlamış olabilirsiniz.
Eklemin üzerinde kızarıklık ve ısı artışı yok ise; birkaç gün süre ile soğuk uygulama, istirahat ve basit ağrı kesiciler ile ağrının geçmesi beklenebilir. Ağrı geçer ve tekrar etmez ise genellikle tasalanacak bir durum yok demektir. Ağrının geçmemesi, tekrar ortaya çıkması veya ilk aşamada kızarıklık ve ısı artışı olması durumunda ise muayene olmakta yarar var. Ani zorlamalar ve travma dışında dirsek ağrısının en sık gözlenen nedeni ise tenisçi dirseği. Tenisçilerden çok ev hanımlarında gözlenmekle birlikte bu isim ile biliniyor. Elin bir nesneyi kavraması veya kaldırması ile dirseğin dışa bakan yan kısmında oluşan aşırı ağrı, bu hastalık için tipik bir bulgu. Ağrının nedeni, el bileğini hareket ettirten kasların dirseğe yapıştığı bölgede zorlanması ve bazen de yırtılması. Ağrı genellikle zaman içerisinde artış göstermekte ve bazen kola veya omuz eklemine doğru yayılabilmekte.
Tedavi konusunda en çok tartışma bu hasta gurubunda yaşanıyor. Bilimsel saygınlığı olan dergilerde ardı ardına çıkan makalelerde değişik tedavi yöntemlerinin her birinin yüksek başarı seviyeleri kanıtlanıyor.
Hastaların büyük çoğunluğunda cerrahi olmayan tedavi yöntemleri ile başarı sağlanmakta birlikte tedavinin aşamalı olarak ve kişinin özelliklerine göre planlanması çok önemli. Öncelikle günlük yaşamda ağrıya neden olduğu düşünülen zorlamalar ve hareketler sonlandırılmalı. Yangıyı azaltan ağrı kesiciler (NSAI), atel kullanımı, germe-kuvvetlendirme egzersizleri uygulanabilir tedavi yöntemleri arasında olmakla birlikte 15 yıldır dirsek eklemi ile ilgilenen bir hekim olarak bu tip uygulamaların sorunu çözmediği ve zaman kaybına yol açtığını düşünmekteyim. Bilimsel veriler de bu tip tedavi yöntemlerinin başarı şansını genelde düşük olarak göstermekte. Bunun dışında tedavide aşamalı olarak aşağıdaki uygulamalar yapılabiliyor:
Kortikosteroid (kortizon) iğnesi: Kortizon aslında kuvvetli bir yangı-bastırıcı ilaçtır. Yukarıda bahsedilen tedavilerin başarısız olduğu durumda veya ilk tedavi olarak ağrıyan bölgeye enjektör ile uygulanabilir.
ESWL (şok dalgası) tedavisi: Böbrek taşlarında kırmak için kullanılan ses dalgaları bu kez dirsek kenarına gönderilerek kasın kemiğe yapışma yerinde kanlanmanın artışı, iyileşmenin hızlanması ve ağrının ortadan kalkması amaçlanmakta.
PRP (Platelet Rich Plasma) uygulaması: Tedavi aşamasındaki tartışmaların odağındaki uygulama. Öncelikle estetik amaçlı kullanımı kişilerde yanlış bir algı oluşturmakta. Bunun dışında ‘kök hücre tedavisi’ olarak adlandırılması büyük bir hata ve gerçek anlamda kök hücre tedavisi uygulamalarını zora sokacak bir durum. Bu uygulamada yapılan aslında gayet basit bir işlem: Kandaki onarıcı olduğu düşünen hücreler (trombosit) ayrıştırılarak ağrılı bölgeye iğne ile uygulanmakta. Bence diğer tedavi yöntemlerine direnç gözlendiğinde veya uzun süreli ağrı ile başvuran hastalarda tercih edilebilecek bir uygulama. Tenisçi dirseği için bilimsel verilerin olumlu olması bir yana özellikle A.B.D’nde profesyonel ve pahalı oyuncularda kullanımı da biz hekimleri ister istemez etkiliyor.
Cerrahi tedavi: Nadiren gerek duyuluyor. Ağrının tüm cerrahi olmayan tedavi yöntemleri denenmesine rağmen 6 ayı aşkın süredir geçmemesi ve günlük işlerin yapılmasını engellemesi durumunda uygulanması gerekebiliyor. Cerrahi girişim hastalığın yapısına göre klasik veya artroskopik yöntemle uygulanabilir. Cerrahi sonrası tam iyileşmenin sağlanması rehabilitasyon uygulaması dahil ortalama 4-6 ay arası bir süreyi içermekte.
“Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.”